Emre Kongar in icimizdeki zalim kitabinin bana
hatirlattiklarindan bahsetmeye devam edecegim.
Kitapta okudugum ama unuttugum Stockholm
Sendromunu tekrar hatirladim. Bir banka soyguncusu Stockholm’ deki bankaya
silahla girerek 3 banka gorevlisi kadini 6 gun boyunca rehin aliyor.
Pazarliklar sonucunda soyguncu’ nun cezaevinden arkadasida yanina getiriliyor. Kendisine
para verilmesini ve arkadasiyla birlikte baska ulkeye gitmesine izin
verilmesini istiyor. Bu sure zarfinda soyguncu ve rehinelerin yiyecek icecek
gereksinimleri bankanin catisinda acilan bir pencereden saglaniyor.
Rehineler ile telefonla konusuldugunda rehineler
soyguncularin kendilerine cok iyi davrandigini soyluyorlar. Yetkililer bu
yanitlarin o anlik korkuyla verildigini dusunuyorlar. Son gunde iceriye
uyusturucu gaz atilarak soyguncular yakalaniyor ve ilginc bir durum ortaya
cikiyor. Kurtarilan banka gorevlisi kadinlar soygunculardan ayrilmak istemiyor,
onlara sert davranan polise ve hukumete kiziyor. Cikarildiklari mahkemede
soyguncular icin suclayici ifade de bulunmuyorlar. Daha da ileri gidip
aralarinda para topluyorlar ve soyguncularin savunma giderlerini karsilamaya
calisiyorlar.
Toplumbilimciler guce tapinmaktan kaynaklanan bu
ozdesim durumuna Stockholm Sendromu diyorlar. Zalimle ozdeslesme Stockholm
Sendromunu gunluk yasamda cok fazla goruyoruz. Tarikatlarin baskilarinda, aile
ici siddette, cinsel tacize ugrayanlarda... Arkasinda yatan nedenler korku,
caresizlik, ruhsal ve fiziksel zorlama, santaj vb...
Zalim liderler rol model olursa topluma buyuk
kotuluk olur. Bireyden toplumsal
beyin yikamaya gecmek istiyorum. Kitaptaki ornekler cok bilindik ve
tekrarlanmasi gerekiyor, cunku gunumuzde benzerlerini yasiyoruz.
Hitler, McCarthy, Humeyni. Devami gelecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder