Endüstri devrimi
bildiğiniz gibi 1712 buhar makinasının icadı ile başlıyor.
2. aşama 20.
Yüzyılın başı Henry Ford’ un ilk üretim hattının kurulması.3. aşama üretim süreçleri’ nin otomasyonu, bilgi teknolojileri’ nin devreye girmesi.
4. aşama siber- fiziksel sistemlere dayalı üretim, akıllı fabrikalar.
Bileşim ve üretimin buluştuğu noktadayız. Endüstri 4.0 geleneksel üretimi bileşim teknolojileri ile destekliyor. Klasik sistemlerde hep maliyetleri nasıl düşürebiliriz, üretim araçlarını nasıl geliştirebiliriz düşünüldü. Şimdi farklı imalat süreçlerini tanıyan, konuşturan, nasıl bir işlemden geçmesi gerektiğini bilen sıfır hata ile çalışan robotlar konuşuluyor.
Buraya nereden
geldim önce Berlindeki tüketici elektroniği fuarı sonra Hannover da yine
geçtiğimiz günlerde düzenlenen endüstriyel teknoloji fuarı ile ilgili okuduğum
haberlerden. Ve tabii ki Merkel’ in geçtiğimiz aylarda söyledikleri ‘’ Avrupa’
nın 4. Endüstriyel devrimini kaçırma lüksü yok!!’’
Sonra bir şekilde
defalarca benzer paylaşımlar önüme geliyor; dünya’ nın en büyük 5 şirketi’ nin
5’ i de teknoloji ve dijital şirketleri olduğu: Apple, Google, Microsoft,
Amazon, Facebook.Ve Electrolux Global portalda benzer haberler okuyorum. Kasım ayında Abd’ de lansmanı yapılan Google Home ile ortaklığını açıklayan Frigidaire Cool ConnectTM Air Conditioner- klima- ve Anova Precision Cooker - akıllı tencere- sadece 12 markadan biri… Bu bağlamda Electrolux Google Home ile ortaklığını açıklayan ve Kasımda lansman yapan ilk beyaz eşya şirketi. Electrolux tüketicileri artık sesleri ile klimayı kapatıp açabilecekler, sesleri ile sıcaklık ayarlarını hava değişimine göre değiştirebilecek, hız ayarlaması yapabilecekler, tencere sıcaklık ayarını değiştirebilecekler, yemeğin pişmesine ne kadar zaman kaldığını kontrol edebilecekler. Voice control- ses kontrol- sadece üretim ve teknoloji buluşması’ nın bir örneği. Sosyal robotlar geliyor.
Türkiye olarak keşke bu teknolojileri etkileme yetimiz olsa, keşke bugün çok farklı şeyler konuşuyor olsak, isteğim bu yeni atılımları yakalayabilmemiz, ülke olarak hiç olmaz ise bu sorumluluğu almamız. Gelecek kapımızda kendimizi farklılaştırmakla başlayabiliriz miyiz acaba, ne dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder