30 Mart 2019 Cumartesi

Fiskos Köşesi: English Home& Madame Coco: Seçime Bir Gün Kala


Sosyal medya’ da dün dolaşan bir fotoğraf ile ilgili yazmak istiyorum, fotoğraf bana 1 dakika içinde 3 farklı whats app grubundan geldi. Bende bir kaç arkadaşıma gönderdim.

Bir arkadaşım ‘’ insanlarla dalga geçme!’’ dedi. Haklısın aslında bende aynı tereddüte düştüm ancak mizah bu dedim, siyasilerde eşleride ortada olduğuna göre neden biraz mizah yapmayalım ki?

Bu paylaşımları olgunlukla karşılamak gülüp geçmek lazım, hor görmek ya da küçük görmek değil ki paylaşımın amacı güldürmek, Türk dalgayı sever.

Hem benimde gömleklerim var çok konuşulan. Bir tanesi masa örtüsü gibi mavi- beyaz kareli, yaz geliyor giyerim görürsünüz ve bazen giydiğim gömlekler için şirkette Fransız mürebbiyesi gibi diyorlar. Bir arkadaşım bir gün aşiret’ e gelin mi gidiyorsun demişti, yok değerlendirmelerim devam ediyor demiştim güldük. Birlikte huzurla yaşayalım gülelim.

Yarın bir seçim olacak, iktidar partisinin işi gitgide zorlaşıyor, çünkü seneler geçtikçe yeni genç nufüs geliyor, belki görüşlerine katılıyor belki katılmıyorlar, ama ikna olmaları gerekiyor.

Bir yandan iktidar değişir ise iç savaş çıkabilir, ekonomi alt üst olabilir çok kötü diyenler var. Bu insanlara soruyorum kime savaş açılacak, düşman kim? Cevapsız kalıyorum. Cümlenin ikinci kısmına ekonomi konusuna yorumum inşallah daha güvenilir ülke olma yolunda daha farklı adımlar atarız olsun.


Diğer yandan senelerce benzer kişilerin iktidarda sorgulanmadan kalması, her yapılana mecbur bırakılmamız sağlıklı bir yapı mıdır? Mücadele ruhu gider bir kere. Mücadelenin gidişi ortama daha çok rahatlama, gevşeme getirir, kişiler demek ki doğru yoldayım der.
Fotoğrafla başladım, öyle bitireyim, sizce Dalai lama komik mi, yüzünde sürekli tebessüm var bence çok sevimli, belki de insanların biraz gülümsemeye ihtiyacı var.

Önyargısız, saygıylı, adil bir seçim olsun.  

29 Mart 2019 Cuma

Kendime Yazılar: Yaratıcı Drama Yöntemiyle İletişim Engelleri: Oyunbaz İşler/ Elvan Kurşun




Dün Kadıköy Gönüllüler Kahvesinde Oyunbaz İşler’ in kurucusu Elvan Kurşun ile İletişim Engelleri konulu Yaratıcı Drama Atölyesi’ ne katıldık. Bir dizi düşünceden yol alarak bir dizi doğaçlama ve canlandırmalar yaptık.

Her ayın son Perşembe günü düzenlenen bu etkinliklere uzun zamandır gitmek istiyordum, dedemi kaybedeli 6 gün olmuştu, belki bugün biraz hatıralardan uzaklaşmanın zamanıydı, öyle de oldu.

Bir dizi canlandırmaların 2sinden ve çıkarımlarımdan bahsetmek istiyorum.

Birinci canlandırma: 3 sıra dizili gruplar olduk. Anlamaya çalışanlar, engelleyenler ve anlatanlar.

İlk denemede engelleyenler grubundaydım, orta sırada dizilen grup.

Yüzümü döndüğüm anlatanlar grubu bağırarak sırtımı döndüğüm anlamaya çalışanlar grubuna cümleyi söylemeye çalışıyordu, bende çeşitli sesler ve hareketler yaparak, bağırarak anlatanlar grubunu engellemeye çalışıyordum. Bu deneyimimden anladım ki engelleyen olmak bana çok iyi geldi, hiçbir derdim tasam yok ve üzerine çıkarabileceğim en yüksek gürültüyü çıkararak deşarj oluyorum, ne ala memleketJ

İkinci denememde anlatan gruptaydım, bu sefer 3 grubunda rolü işini sessizce yapmaktı, çok zorlansam da karşıya sessizliğimin sesini duyurabildim, ilk rolüme göre daha az yorucu ve yıpratıcıydı.

Üçüncü denememde anlamaya çalışan gruptaydım. Ben ne olup bittiğini ve tüm cümleyi anlamaya çalışırken bizim grup cümleyi çoktan çözmüştü. Atı alan Üsküdar’ ı geçtiJ.

İkinci canlandırma: 5’er kişilik gruplar olduk ve anlımıza bazı cümleler yapıştırıldı. Kimse kendi anlına yapıştırılan cümleyi bilmiyordu. 

Bir konuşma konumuz var ve grup arkadaşlarımın alınlarında:

Beni görmezden gel, benim söylediklerimi geçiştir, benimle konuşurken hep gözlerimin içine bak, benim tüm söylediklerime gül yazıyordu. Tabii alınlarda yazılanları baya bir abartarak yapmamız gerekiyordu.

Konuştuğumda beni hep eleştiriyorlardı, muhtemelen benim anlımda da beni hep eleştir gibi bir şey yazıyordu, sonunda evet öyle olduğunu öğrendim. Devamlı gözlerinin içine baktığım arkadaş daha çok konuştu, çünkü herkes onu tüm dikkatle dinliyordu.

Aslında gerçek hayatta da anlımızda bir şeyler yazıyor, ama biz farkında değiliz. Hiç insanlara nasıl mesaj verdiğinizi düşündünüz mü? Acaba size neden öyle davranıyorlar?

8 Mart 2019 Cuma

Toastmasters: My Impromptu Speech: Entertaining. Awful. Good Enough.




Entertaining. Awful. Good Enough.


Hello Everyone,

I want to share what I learned with my speech this Wed..

Because I got so overwhelmed with lining up things, I mostly do, I wanted to experience if I make a speech with little or no preparation.

And my speech was Entertaining. Awful. Good Enough. These are 3 of many gems.

I approached my speech with entertaining, because I was trying at it for the first time.

My speech was awful, because I was going at it for the first time.

And no matter what happens, even it is awful, my speech was good enough, because I was going at it for the first time.

Progress is not perfection, progress is progress.

Thank you Bertay for your sweet as a pie in tone evaluation.

Thank you Rasih Bey and Şenol, you are giving me smart and efficient feedbacks, I dont know how you both become such a good airspace snipersJ

Thank you for being part of my progressJ

here is the link:)

https://www.youtube.com/watch?v=Qz_C0i-jwKI&feature=youtu.be



Video Content Marketing: Consider lengthy to make it totally worth

Because of one of the LinkedIn advertisements I saw this morning, video marketing trends took my attention, and I would like to share HP’...